CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın hazırladığı Devlet Memurları Kanunu ile İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin yasalaşması halinde, kadın memur ve kadın işçiler, regl başlangıç tarihinden itibaren ayda bir iş günü izinli sayılacak.
İkinci günkü izin ise talep halinde işveren ya da kurum tarafından verilebilecek.
CHP’li Tanal’ın imzasını taşıyan kanun teklifinin gerekçesinde, kadın hakları mücadelesinin tarihçesi hatırlatıldı. Regl döneminin pek çok kadının ağır geçirdiği bir süreç olduğuna vurgu yapılan gerekçede, regl izninin önemine dikkat çekildi.
Regl izni uygulamasının, çalışanları biyolojik ihtiyaçları doğrultusunda çalışma hayatına adapte eden bir uygulama olduğunun belirtildiği gerekçede, “Özellikle şiddetli ağrılı regl ya da polikistik over sendromu gibi rahatsızlıkları olan çalışan kadınlar için regl döneminde çekilen ağrı, çalışmayı ya da günlük hayata katılmayı imkânsız hale getiren bir seviyeye ulaştırmaktadır. Bu bakımdan regl izni, hem sağlık hakkı bakımından hem de regl konusunun iş/çalışma hayatında da normalleştirmesi bakımından örnek bir uygulamadır. Regl izni, tıpkı yaşam hakkı gibi temel bir insan hakkı olarak görülmeli ve uygulanmalıdır” denildi.
Regl izninin ilk olarak Japonya’da ortaya çıktığının aktarıldığı gerekçede, söz konusu izin uygulamasının İtalya, Çin ve Tayvan gibi ülkelerde sürdürüldüğü dile getirildi.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. Maddesi kapsamındaki pozitif ayrımcılık ilkesiyle devletin, ayrımcılığa uğrama ihtimali bulunan dezavantajlı grupların hamisi ve koruyucusu olma vasfıyla görevlendirildiğinin kaydedildiği gerekçede, “Önce kadın haklarının ‘İnsan Hakları’ olduğunun kabul edilmesi ve buna göre hem toplumun hem de yasal uygulamaların yeniden şekillendirilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
Türkiye’de 2004 tarihli Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’ne konulan bir maddeyle, bu kapsamdaki işlerde çalışan kadınlara 5 gün regl izni verilmesinin öngörüldüğünü, ancak daha sonra bu yönetmeliğin yürürlükten kaldırılarak, regl izninin hukuki zemine kavuşmasının engellendiğinin hatırlatıldığı gerekçede, hazırlanan kanun teklifiyle kadınların iş/çalışma hayatında yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi, uluslararası sözleşmeler ve anayasadan kaynaklanan haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiği vurgulandı.
