Van iline bağlı Gevaş ilçesinin sınırları içerisinde bulunan Akdamar Adası’nda yer alan Akdamar Kilisesi, adanın güneydoğusunda bulunuyor. 915-921 yılları arasında Vaspurakan Kralı I. Gagik’in emri ile inşa edilen kilisenin, Kutsal Haç’ı temsil ettiği düşünülüyor. Keşiş Manuel tarafından yapılan kilise, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de oldukça rağbet gören yapılar arasında bulunuyor. Kilise, son halini alana kadar aşama aşama yapılarak tamamlanıyor. İlk olarak 1296-1336 yılları arasında kilisenin kuzeydoğusunda bulunan şapel yapılıyor ve daha sonrasında 1763 yılında ise batıda yer alan Jamaton yapılıyor. Kilisenin en son eklentisi ise 18. yüzyılda yapılan güney kısmındaki çan kulesi oluyor.
Akdamar Kilisesi’nin Tarihi ve Bezemeleri
Akdamar Kilisesi, ilk başta saraya hizmet verse de daha sonra manastır kilisesine dönüştürülmüştür. Yılların verdiği yıpranmalar yüzünden ayakta durmaya devam eden yapının yıkılmaması adına 2007 yılında restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Günümüzde “Anıt Müze” olarak ziyaretçi kabul eden kilisenin en çok dikkat çeken kısmı yüzeyinde yer alan bezemeleri oluyor. Muazzam bir mimariye sahip olan yapı, dış cephesine bulunan figürlü taş plastiği ile görenleri adeta büyülüyor.
Plan açısından ele alındığında merkezi kubbeli ve dört yapraklı yonca şeklinde haç planına sahip olduğu görülüyor. Orta mekânda, yüksek kasnaklı bir yapı tercih edilirken, kubbesi iç kısımda olup dışarıdan piramidal külahla çevreleniyor. Kubbenin bu kadar yüksek tutulmasının nedeninin kilisedeki dikey açıyı yakalamak olduğu düşünülüyor. Kiliseye girmek isteyen ziyaretçilerin güney ve batı kısmında yer alan giriş kapılarını kullanmaları gerekiyor. Kilisenin yüzeyinde kullanılan figürler, oldukça fazla çeşide sahip olduğundan son derece zengin mimari tekniklere sahip olduğu da anlaşılıyor. Aynı zamanda İncil ve Tevrat’tan alınan çeşitli bölümler de bu zenginliği taçlandırarak daha manevi bir görünüm elde edilmesini sağlıyor.
Kilisenin duvarlarında yer alan tarih sahneleri arasında; Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın cennetten kovulması, Hz. Yunus’un denize atılması, Hz. Meryem’in kucağına Hz. İsa’nın verilmesi, Samson Filistinli İkilisi, Aslan ininde Daniel’in bulunması ve ateşte üç İbrani gencinin yakılması yer alıyor. Dönemin mimarisi ve resim teknikleri ile çizilen bu sahneler, kilisenin daha manevi ve estetik bir görünüm kazanmasında etkin rol oynuyor. Kilisenin batı cephesine bakıldığında ise göze ilk çarpan şey, Kral Gagik’in kilise maketini sunan sahnesi oluyor.
Akdamar Kilisesi Efsanesi
Tarihin önemli ve uzun bir dönemine tanıklık eden Akdamar Kilise’nin geçmişten günümüze ağızdan ağıza gelen bir de efsanesi bulunuyor. Van Gölü’nün güneydoğusunda bulunan bu kilisenin hikâyesi, özellikle yerli halk tarafından biliniyor ve ziyaret için gelen yerli ya da yabancı turistlere anlatılıyor.
Efsaneye göre geçmişte Van’da yaşayan bir keşişin Tamara adında çok güzel bir kızı varmış. Keşisin kızı o kadar güzelmiş ki, güzelliği ile onu gören herkesi büyüler ve kendine âşık edermiş. Neredeyse Vanlı bütün gençler bu dünyalar güzeli Tamara’ya âşık olsa da onun gönlü başka bir yiğit için çarparmış. Uzun bir süre gizlice bulaşan iki gencin aşkı, Van halkı tarafından duyulmuş ve babası olan keşişin de kulağına gitmiş. Babası kızını, bu gençten ayırmaya çalışsa da bunu başaramamış. Son çareyi ise kızı Tamara’yı Van’dan uzaklaştırmak olarak düşünmüş.
Bunun için düşünmüş taşınmış ve hem kızı hem de kendisi için Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adası’nın üzerinde bir kilise yaptırmış. Babası bu fikir ile kızını ve genci ayıracağını düşünse de çok yanılmış. Tamara geceleri elinde bulunan bir fener ile sevdiği gence yerini belli etmiş. Genç, Tamara’nın yerini öğrendikten sonra her gece yüzerek adaya çıkmış ve sevdiği ile görüşmüş. Kısa bir süre sonra babası durumu anlamış ve gence bir tuzak hazırlamaya karar vermiş. Tamara’nın ve gencin haberi olmadan işaret fenerinin yerini değiştirmiş. Âşık genç her zamanki gibi gece yüzerek adaya gelmeye çalışınca babası, feneri daha da uzaklaştırarak gencin azgın dalgalara kapılıp kayalara çarpmasına neden olmuş. Genç son nefesini verirken “Ah Tamara, Ah Tamara” diye bağırarak sulara gömülmüş. Bunu duyan Tamara ise kendini sevdiğinin arkasından azgın sulara bırakarak gölde kaybolmuş. Daha sonra iki âşık genç Van Gölü’nün derin sularında buluşmuş. “Ah Tamara” feryatları ise günümüze kadar “Akdamar” olarak gelmiş.
Akdamar Kilisesi’ne Ulaşım Nasıl Sağlanır?
1100 senelik bir tarihe sahip olan Akdamar Kilisesi, Van Gölü üzerinde bulunan Akdamar Adası’nda yer alıyor. Her yıl, binlerce yabancı turist tarafından oldukça fazla ilgi gören ve ziyaret edilen yapı, zamana meydan okuyor. Konum ve mimari açısından görülmeye değer olan bu kilise, zamanında pek çok farklı egemenliğe ev sahipliği yaptığından hem geçmişte hem de günümüzde önemini korumaya devam ediyor.
Otobüs ya da uçak yolculuğu ile ilk olarak Van’a ulaşmalısınız. Van’a geldikten sonra yaklaşık 12 km uzaklıkta olan Gevaş ilçesine kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. Gevaş ilçesinde Van Gölü üzerinde bulunan Akdamar Adası’na gün içinde belli saatlerde çok uygun fiyatlar ile yapılan tekne turları ile gidebilirsiniz. Adaya vardıktan sonra mutlaka göl manzarası ve karlı dağlar eşliğinde fotoğraf çekmeli ve bu anı ölümsüzleştirmelisiniz. Van’ın tarih kokulu mimari yapısı olan Akdamar Kilisesi, hayatınız boyunca unutamayacağınız hislere kapılmanızı sağlayacak.